De ki: “Elbette sizin kendisinden kaçtığınız ölüm, şüphesiz sizinle karşılaşıp-buluşacaktır. Sonra gaybı da, müşahede edilebileni de bilen (Allah)a döndürüleceksiniz; O da size yaptıklarınızı haber verecektir.”
(Cuma Suresi, 8)
Bizim, sizi boşbir amaç uğruna yarattığımızı ve
gerçekten bize döndürülüp getirilmeyeceğinizi mi sanmıştınız?
( Müminun Suresi, 115)
Her nefis ölümü tadıcıdır. Kıyamet günü elbette ecirleriniz eksiksiz ödenecektir. Kim ateşten uzaklaştırılır ve cennete sokulursa, artık o gerçekten kurtuluşa ermiştir. Dünya hayatı, aldatıcı metadan başka bir şey değildir.
(Al-i İmran Suresi, 185)
“Senden önce hiçbir beşere ölümsüzlüğü vermedik; şimdi sen ölürsen onlar ölümsüz mü kalacaklar?”
(Enbiya Suresi, 34)
Allah’ ın izni olmaksızın hiçbir nefis için ölmek yoktur. O, süresi belirtilmiş bir ömürdür. Ömür sürene, ömür verilmesi ve onun ömründen kısaltılması da uzatılması da mutlaka bir kitapta (yazılı)dır. Gerçekten bu Allah’ a göre kolaydır.
(Fatır Suresi, 11)
Allah’ ın izni olmaksızın hiçbir nefis için ölmek yoktur.O, süresi belirtilmiş bir yazıdır…
(Al-i İmran Suresi, 145)
Dediler ki: “Rabbimiz, bizi iki kere öldürdün ve iki kere dirilttin; biz de günahlarımızı itiraf ettik.
Şimdi çıkış için bir yol var mı ?”
(Mümin Suresi, 11)
Nasıl oluyor da Allah’ ı inkar ediyorsunuz? Oysa ölü iken sizi o diriltti; sonra sizi yine öldürecek, yine diriltecektir ve sonra O’ na döndürüleceksiniz.
(Bakara Suresi, 28)
Sonunda, onlardan birine ölüm geldiği zaman, der ki: “Rabbim, beni geri çevirin. Ki, geride bıraktığım (dünya)da salih amellerde bulunayım. “Asla, gerçekten bu, yalnızca bir sözdür, bunu da kendisi söylemektedir. Onların önlerinde, diriltilip kaldırılacakları güne kadar bir engel (berzah) vardır.
(Müminun Suresi, 99-100)
Orda, ilk ölümün dışında başka ölüm tatmazlar. Ve (Allah da) onları cehennem azabından korumuştur. Senin Rabbinden, bir fazl ve (lütuf) olarak. İşte büyük ‘ mutluluk ve kurtuluş’ budur.
(Duhan Suresi, 56-57)
Nasıl, biz ölecek olanlar değil miymişiz? Yalnızca birinci ölümümüzden başka (öyle mi)?
Ve biz azaba uğratılacak olanlar değil miymişiz?
(Saffat Suresi, 58-59)
İnsanların sorgulama (zamanı) yaklaştı, kendileri ise gaflet içinde yüz Size ne oluyor, nasıl hüküm veriyorsunuz?
Hiç mi öğüt alıp-düşünmüyorsunuz?
Yoksa sizin apaçık olan bir deliliniz mi var?
Eğer doğru söylüyorsanız, öyleyse getirin kitabınızı.
(Saffat Suresi, 154-157)
De ki: “Elbette sizin kendisinden kaçtığınız ölüm, şüphesiz sizinle karşılaşıp-buluşacaktır. Sonra gaybı da, müşahede edilebileni de bilen (Allah) a döndürüleceksiniz; O da size yaptıklarınızı haber verecektir.”
(Cuma Suresi, 8)
Her nerede olursanız ölüm sizi bulur, yüksekçe yerlerde tahkim edilmişşatolarda olsanız bile…
(Nisa Suresi, 78)
Hele can boğaza gelip dayandığında, Ki o sırada siz (sadece) bakıp, durursunuz, Biz ona sizden daha yakınız; ancak görmezsiniz.
(Vakıa Suresi, 83-85)
Onların malları ve evlatları seni imrendirmesin; Allah bunlarla, ancak onları dünyada azablandırmak ve canlarının onlar inkar içindeyken zorluk içinde çıkmasını istiyor.
(Tevbe Suresi, 85)
Ki melekler, güzellikle canlarını aldıklarında: “Selam size” derler. “Yaptıklarınıza karşılık olmak üzere cennete girin.”
(Nahl Suresi, 32)
Öyleyse melekler, yüzlerine ve arkalarına vura vura canlarını aldıkları zaman nasıl olacak? İşte böyle; çünkü gerçekten onlar, Allah’ ı gazablandıran şeye uydular ve O’ nu razı edecek şeyleri çirkin karşıladılar; bundan dolayı (Allah,) amellerini boşa çıkardı.
(Muhammed Suresi, 27-28)
… Sen bu zalimleri, ölümün ‘ şiddetli sarsıntıları’ sırasında meleklerin ellerini uzatarak onlara: “Canlarınızı (bu kıskıvrak yakalanıştan) çıkarın, bugün Allah’ a karşı haksız olanı söylediğiniz ve O’ nun ayetlerinden büyüklenerek (yüz çevirmeniz) dolayısıyla alçaltıcı bir azabla karşılık göreceksiniz” (dediklerinde) bir görsen…
(Enam Suresi, 93-94)
Melekleri, onların yüzlerine ve arkalarına vurarak: “Yakıcı azabı tadın” diye o inkar edenlerin canlarını alırken görmelisin. Bu, ellerinizin önceden takdim ettiği işler yüzündendir. Yoksa şüphesiz Allah kullara zulmedici değildir.
(Enfal Suresi, 50-51)
Hayır; can, köprücük kemiğine gelip dayandığı zaman, “Son müdahaleyi yapacak kim” denir. Artık gerçekten, kendisi de bir ayrılık olduğunu anlamıştır.
(Kıyamet Suresi, 26-28)
Bilin ki, dünya hayatı ancak bir oyun, ‘ (eğlence türünden) tutkulu bir oyalama’ , bir süs, kendi aranızda bir övünme (süresi ve konusu), mal ve çocuklarda bir ‘ çoğalma-tutkusu’ dur. Bir yağmur örneği gibi; onun bitirdiği ekin ekicilerin (veya kafirlerin) hoşuna gitmiştir, sonra kuruyuverir, bir de bakarsın ki sapsarı kesilmiş, sonra o, bir çer-çöp oluvermiştir. Ahirette ise şiddetli bir azap; Allah’ tan bir mağfiret ve bir hoşnutluk (rıza) vardır. Dünya hayatı, aldanışolan bir metadan başka bir şey değildir.
(Hadid Suresi, 20)
Hayır, siz dünya hayatını seçip üstün tutuyorsunuz. Ahiret ise daha hayırlı ve daha süreklidir.
(A’ la Suresi, 16-17)
Dedi ki: “Yıl sayısı olarak yeryüzünde ne kadar kaldınız?” Dediler ki: “Bir gün ya da bir günün birazı kadar kaldık, sayanlara sor.” Dedi ki: “Yalnızca az (bir zaman) kaldınız, gerçekten bir bilseydiniz,” “Bizim, sizi boşbir amaç uğruna yarattığımızı ve gerçekten Bize döndürülüp getirilmeyeceğinizi mi sanmıştınız?”
(Müminun Suresi, 112-115)
Şüphesiz, kendilerine hidayet açıkça belli olduktan sonra, gerisin geri (küfre) dönenleri, şeytan kışkırtmışve uzun emellere kaptırmıştır.
(Muhammed Suresi, 25)
(Şeytan) Onlara vaadler ediyor, onları en olmadık kuruntulara düşürüyor. Oysa şeytan onlara bir aldanıştan başka bir şey vaat etmez.
(Nisa Suresi, 120)
O küfre sapanlar, kendilerine tanıdığımız süreyi sakın kendileri için hayırlı sanmasınlar, Biz onlara, ancak günahları daha da artsın diye süre vermekteyiz. Onlar için aşağılatıcı bir azap vardır.
(Al-i İmran Suresi, 178)
Sonunda, onlardan birine ölüm geldiği zaman, der ki: “Rabbim, beni geri çevirin. Ki, geride bıraktığım (dünya)da salih amellerde bulunayım.” Asla, gerçekten bu, yalnızca bir sözdür, bunu da kendisi söylemektedir. Onların önlerinde, diriltilip kaldırılacakları güne kadar bir engel (berzah) vardır.
(Müminun Suresi, 99-100)
Sizden birinize ölüm gelip de: “Rabbim, beni yakın bir süreye (ecele) kadar geciktirsen ben de böylece sadaka versem ve salihlerden olsam” demezden önce, size rızık olarak verdiklerimizden infak edin. Oysa Allah, kendi eceli gelmişbulunan hiçbir kimseyi kesinlikle ertelemez. Allah, yaptıklarınızdan haberdardır. (Münafikun Suresi, 10-11)
Ey iman edenler, Allah’ tan korkun. Herkes yarın için neyi takdim ettiğine baksın. Allah’ tan korkun. Hiç şüphesiz Allah, yaptıklarınızdan haberdardır. Kendileri Allah’ ı unutmuş, böylece O da onlara kendi nefislerini unutturmuşolanlar gibi olmayın. İşte onlar, fasık olanların ta kendileridir.
(Haşr Suresi, 18-19)
O gün, öyle yüzler vardır ki, ‘ zillet içinde aşağılanmıştır.’
(Gaşiye Suresi, 2)
Ve o gün öyle yüzler vardır ki üzerini toz bürümüştür. Bir karartı sarıp kaplamıştır. İşte onlar da, kafir facir olanlardır.
(Abese Suresi, 40-42)
Kıyamet günü, Allah’ a karşı yalan söyleyenlerin yüzlerinin kapkara olduğunu görürsün. Büyüklenenler için cehennemde bir konaklama yeri mi yok?
(Zümer Suresi, 60)
O inkar edenler Müslüman olmayı nice kereler dileyecekler. Onları bırak, yesinler, yararlansınlar ve onları (boş) emel oyalayadursun. İleride bileceklerdir.
(Hicr Suresi, 2-3)