Selamünaleyküm. Senelerdir yurtdışında yaşamaktayım, zaman zaman karayolu ile Sırbistan, Hırvatistan, Bulgaristan vb. rüşvetin yoğunlukla talep edildiği ülkelerden geçerek Türkiye’ye seyahat etmekteyiz. Yıllar yılı, “çorba parası” gibi adlandırmalarla bazen de açıkça rüşvet talebi ile karşı karşıya kalmaktayız. Bu bazen hız limitine uyulmadığı iddiası ile olmakta, bazen de sınır kapılarında zorlukla karşılaşmayla ilgili durumlarda cereyan etmektedir. Bu talepler: Hız limitini aşarak seyreden vatandaşımızın, yüksek meblağlı bir cezadan kurtulmak üzere rüşvet vermeyi kabul etmesi. Bazen de bizatihi teklif etmesi hız limiti vb. kural ihlali olmaksızın, haksızlıkla, tahrif edilmiş ölçüm cihazları suretiyle polislerin rüşvet talebi, sınır geçişlerinde, arabadaki eşyalar aranmasın çekincesinden doğan, karşılıklı rüşvet alışverişleri gibi durumlarda vaki olmaktadır. Sorumuzda “rüşvet” olarak belirtmiş olduğumuz yerlere bu alışverişlerin rüşvet olmaması durumunda para alışverişi de denilebilir. Bununla birlikte, son senelerde polisin, haksız yere bizlerden para taleplerini, bizi mahkemeye çıkma, çok daha yüksek meblağlarda ceza ödeme tehdidiyle karşı karşıya kalmamıza rağmen, tutanak tutulmasını rica ederek, cezaya razı olduğumuzu, lakin kayıtsız, tutanaksız polise (ki bazen sahte polisler de oluyor) herhangi bir ücret ödemeyeceğimizi belirttiğimizde defaatle bizimle vakit kaybetmek istememelerinden dolayı defaatle Mevla’nın lutfu inayeti ile kurtulmuş olduk. Sorumuz ise şudur, kişi tek veya ailesi ile birlikte iken böyle bir yolculukta bu durumlarda polise, gümrük memuruna hangi şartlar altında para/rüşvet verebilir? (Sorumuz Mevla’m şahit, rüşveti verebilmek için ruhsat arayışı niyetiyle sorulmamıştır). Selam ve dua ile.
Selamünaleyküm. Rüşvet, insanın hakkı olmayan bir şeyi elde etmek için verdiği malın adıdır. Hakkınızı almak ya da bir zulmü engellemek için verilen şeni adı rüşvet olmaz. Durumu buna göre değerlendiriniz.
Yorumlar kapalı, ancak trackbacks Ve pingback'ler açık.