Müslümanlara Yapılan Zulme Göz Yummak, Zulme Ortak Olmaktır!
İçinde bulunduğumuz bu ahir zamanda şeytan ve yandaşları taşkınlıklarını had safhaya çıkarmış ve özellikle müslümanlar üzerinde şiddetli baskı ve zulüm politikaları ile müslümanları yok etmek için sistemli çalışmalarını artırmıştır.
Bugün sadece Filistin’de değil, Burma’da, Doğu Türkistan’da, Afganistan’da, Çeçenistan’da, Keşmir’de ve dünyanın pek çok yerinde müslümanlara zulüm uygulanmaktadır. Kardeşlerimizin yaşadıkları zoruklar, ancak medyaya yansıdığı zaman aklımıza gelir. O vakit meydanlara çıkıp sloganlar atarız, bayrak yakıp Amerikan ve İsrail ürünlerini boykot ederiz. Yaşanan zulüm, yayına giren yeni diziler ve eğlence programları ile uyuşturulan beyinlerimizden sinsice uzaklaştırılır. Üç beş gün sonra unutur ve yine rutin hayatımıza devam ederiz.
Bizler sıcacık evlerde, rahat ortamlarda yaşarken, kardeşlerimiz zulüm görmeye devam ediyor. Kim bilir şu an siz bu yazıyı okurken kaç kızımıza tecavüz ediliyor, kaç yavru ailesinin gözü önünde öldürülüyor, kaç müslüman işkence görüyor… Kız kardeşlerimiz küfrün tecavüzüne uğrarken, yavrularımızın canına kıyılırken, meydanlarda göstermiş olduğumuz günlük tepkilerle, boykotlarla zulmün sona ermesini beklemek çok safiyane bir tavır olur.
Size ne oluyor ki, Allah yolunda ve: “Rabbimiz, bizi halkı zalim olan bu ülkeden çıkar, bize Katından bir veli (koruyucu sahib) gönder, bize Katından bir yardım eden yolla” diyen erkekler, kadınlar ve çocuklardan zayıf bırakılmışlar adına savaşmıyorsunuz? (Nisa Suresi, 75)
Zulmün son bulması için kalıcı çözümler arıyorsak, zalimlerin zulümlerini dayandırdıkları fikir sistemlerini, materyalist ve darwinist zihniyeti bilimle, fikri savaş ile yok etmemiz ve ardından Kuran ahlakını tüm dünyaya tebliğ etmemiz şarttır. Zulüm ancak bu şekilde son bulur. İnşaAllah!
İnsanların üzerine mermi yağdıran savaş uçağını ve o uçağı kullanan pilotu ya da zulmeden zalimi yok etmeniz çözüm değildir. Çözüm, o uçağı kullanan pilotun ya da zalimlerin beynini fikri mücadele ile dağıtıp, materyalist felsefelerden arındırmaktır. Materyalist felsefelerden sıyrılan, Kuran ahlakının tebliğ edildiği bir kişi bir daha asla o savaş uçağını kullanmaz, insanlara zulmetmez. Uçağı, silahları kullanacak insanlar olmayınca, silah üretmeye de gerek kalmaz. Böylece silah sanayine harcanan para ile insanlık altın çağını yaşar inşaAllah.
Bütün peygamberlerin yaptığı gibi İslam’ın karşısındaki görüşlerle fikri cihad etmek en büyük farz ibadettir. Namaz ve oruç gibi ibadetlere gösterdiğimiz hassasiyetin çok daha fazlasını İslam’ı tebliğ konusuna göstermeliyiz. Unutmayın, şeytan ve askerleri boş durmuyor. Medyadan tutun da okul kitaplarına kadar şeytan, kendi fikri propogandasını her mecrada yürütüyor. Şeytanın insanlar üzerindeki hipnozunu bozmanın tek yolu onun yaptığı gibi fikri mücadele etmektir.
Darwin’in teorisinden kaynak bulan materyalist felsefelerin, insanlığın başına açtığı belaları çevremize anlatalım, herkesi bu konuda bilinçlendirelim. İnsanı hayvan gibi gören, güçlünün güçsüzü ezmesi üzerine kurulu bu şeytani düzeni ilimle, bilimle yerle bir edelim. Allah’ın dostu olan Hz. İbrahim gibi evrim putunu devirirken, devrilen putun altında ezilecek olan şeytanı ve yandaşlarını düşünerek şevklenelim. ‘Evrim mevrim yok geçin bunları’ diyen zihniyete; peygamberlerin de materyalistlerle mücadele ettiğini, adetullah gereği bizlerin de bu mücadeleyi yapmamız gerektiğini hatırlatalım.
Müslüman kardeşlerimizi küfrün zulmünden kurtarmak tek tek hepimizin sorumluluğudur. ‘Namazımı kılıyorum, orucumu tutuyorum, zekatımı veriyorum, e hacca da gittim’ diye düşünüp içini rahatlatan ve yaptıklarını yeterli görenler unutmamalıdırlar ki, bir kısım ayetlere uyup diğer kısmını gözardı edenler ahirette çok zor durumda kalacaklardır.
“Onların, dünya hayatındaki bütün çabaları boşa gitmişken, kendilerini gerçekte güzel iş yapmakta sanıyorlar.” (Kehf Suresi, 104)
Tüm dünyada müslümanların yaşadığı zulmün son bulması için sadece cephede savaşmayı çare görüp, ‘cepheye gidecek durumum olmadığı için ben hayatıma devam edeyim’ demek, ZULME ORTAK OLMAKTIR.
Zalimlerin bileğini tutma imkanı varken ‘bana dokunmayan yılan bin yaşasın’ diyerek görmezden gelmek ZULME ORTAK OLMAKTIR. Allah zalimler için bir ayetinde şu şekilde buyurmuştur:
İçinde onlar (şöyle) çığlık atarlar: “Rabbimiz, bizi çıkar, yaptığımızdan başka salih bir amelde bulunalım.” Size orda (dünyada), öğüt alabilecek olanın öğüt alabileceği kadar ömür vermedik mi? Size uyaran da gelmişti. Öyleyse (azabı) tadın; artık zalimler için bir yardımcı yoktur. (Fatır Suresi, 37)
Zulme ortak olmamak için, materyalist sistemin çökmesi ve İslam ülkelerinin birleşip, İslam’ın dünyaya hakim olması için samimi bir şekilde dua edelim. Sözlü duamızı fiili duayla da destekleyelim ve girdiğimiz her sosyal ortamda, internette vs… materyalist felsefelerin insanlığın başına açtığı belaları anlatalım. Kuran ahlakının yaşamasının toplumlara sağlayacağı güzellikler konusunda insanları bilinçlendirelim.
Müslüman kardeşlerimiz Darwinizmin geçersizliği, Kuran mucizleri ve iman hakikatleri konularını çok iyi bilmelidir ki küfre karşı layığı ile ilmi mücadele verebilsinler. Bir kısım Müslüman bu ibadeti yerine getirirken, ‘nasılsa mücadele ediyorlar, ben işime bakıyım’ demek vicdansız bir tavır olur. Herkes kendi amellerinden sorumludur. Ahirette bir başkasının mücadelesinin diğerine bir faydası olmayacaktır.
Ecir fırsatlarının kaynadığı bu ahir zamanda, İslam hakimiyetinden önce ne kadar çok ecir alabilirsek o kadar iyi olur. Zira İslam dünyaya hakim olduktan sonra, Allahu alem küfürle, müşrikle, münafıkla mücadele ortamı şu anki gibi bereketli olmayacaktır. (Allah en doğrusunu bilir)
İnşaAllah şu an itibarı ile tevbe eder, ciddi bir çaba ile Allah yolunda mücadeleye başlarız. Zira yarın çok geç olabilir…
Yoruma kapalı.