Kumar ve Şans Oyunları Hutbesi
Değerli Müminler!
Cenâb-ı Hak en değerli varlık olarak yarattığı insanoğlunu sayısız nimetlerle donatmıştır. Vermiş olduğu nimetlerin meşrû ölçüler çerçevesinde kullanılmasını da emretmiştir. Dinimiz kazancın helâl yollardan olmasını istemiş, haram kazancı kesinlikle yasaklamıştır. Kişinin kazancına haram karıştıran sebeplerden biri de kumardır.
Günümüzde hızla gelişen iletişim teknolojisi kumar ve şans oyunlarına yeni yöntemler getirmiştir. Bugün sanal ortamda büyük kitlelerin katılımıyla sayısız kumar çeşidi yaygınlaşmış astronomik rakamlardan oluşan korkunç bir sektör haline gelmiştir. Müslümanlar yoğun propaganda bombardımanı altında ve masumane faaliyetler gibi sunulan çeşitli haksız kazanç yolları konusunda dikkatli olmalı, bunlardan uzak durmalıdır.
Dinimiz, başkalarının mallarını meşrû olmayan yollarla almayı ve yemeyi haram kılmıştır. Âyet-i kerime’de “Mallarınızı aranızda bâtıl (boş ve haksız) yollarla yemeyin, ancak karşılıklı rızâya, gönül hoşluğuna dayalı bir ticaret sonucunda yiyin”[1] buyrulmaktadır.
Muhterem Müminler!
Sevgili Peygamberimize (s.a.v) “Hangi kazanç en temiz ve en helâl yolla elde edilmiş olur?” diye sorulduğunda cevâben: “Kişinin el emeği ile ve kimseyi aldatmadan yapmış olduğu meşrû ticâret yoluyla elde ettiği kazançtır”, “Hiçbir kimse asla kendi kazancından daha hayırlı bir rızık yememiştir[2] buyurmuşlardır. Hâlbuki kumarda birbirlerini aldatma çabaları vardır.
Kumar ve şans oyunları tutkunları sürekli rakiplerini yenme ve elindekini alma duygusunun esiridirler. Kaybettiğinde karşısındakine hırs ve kin hisleri artar. Kaybettiklerini kazanmak için tekrar tekrar oynar. Ruh ve beden sağlığını kaybeder. Nitekim aile saadetinin kaybolmasının sebeplerinden birisi de kumardır.
Aziz Müminler!
Kumar ve benzeri kötü alışkanlıklar hakkında Cenâb-ı Hak, Mâide Sûresi’nde meâlen şöyle buyuruyor: “Ey imân edenler! İçki, kumar, (tapınmak için) dikili taşlar, fal okları ancak, şeytan işi birer pisliktir. Onlardan kaçının ki, kurtuluşa eresiniz. Şeytan içki ve kumarla, ancak aranıza düşmanlık ve kin sokmak; sizi, Allah’ı anmaktan ve namazdan alıkoymak ister.”[3]
Kazancın helal olması için İslam’ın meşru saydığı yollarla elde edilmesi şarttır. İslâm’ın helal saymadığı yollarla elde edilen kazanç karşılıklı rızaya dayansa da helal olmaz. Kumar ve benzeri oyunlarda da tarafların rızası olsa bile Allah’ın rızası yoktur. Bu tür oyunlarda kaybeden taraf verdiğine razı görünse bile çoğu kere içinden razı olması mümkün değildir. ,
Öte yandan kumar, diğer birçok eğlence ve aldatma çeşidi gibi, işsizliğin, fakirliğin, sınıflar arası dengesizliğin büyük çapta olduğu toplumlarda âdeta bir umut sömürüsü olarak salgın bir hastalık halini almaktadır. Bu sebeple büyük bir kesim mağdur olmaktadır.
Sonuç olarak kumarın ve her türlü haksız kazancın taraflar arasında kin, nefret ve düşmanlığa yol açması kaçınılmazdır. Bunlar yanında, kumarın sebep olacağı toplumsal yaralar, doğuracağı facialar gün gibi açıktadır. Bütün bunları gören, bilen ve üzerinde fikir yorabilen kişilere, Kur’an’ın ifadesiyle şöyle sormak gerekir: “Artık (bunlardan) vazgeçtiniz değil mi?”[4]
Abdulkadir KAYA
İhlâs Marmara Camii İmam-Hatibi/ Beylikdüzü/İstanbul
[1] Nisâ 4/29.
[2] Ahmed ibn-i Hanbel, Müsned,; IV, 141; Buhârî, “Büyû”, 15.
[3] Mâide, 5/91-92.
[4] Maide 5/91
Yoruma kapalı.