E472 helal kategorisinde mi?
Ziraat Mühendisi olan bir arkadaşımın uyarısı neticesinde öğrenmiş olduğum bir hususu sizinle paylaşmak istedim. Arkadaşım Ekmek fabrikaları denetiminde uzun yıllar çalışmış konuya hâkim biri. Beni rahatsız eden Ekmeklere konulan mayalayıcı etken maddesi E472 içerisinde domuzdan elde edilmiş katkı maddesi olduğu. İnternete girip araştırdığımda bu korkunç gerçeği gözlerimle gördüm ve şok oldum. %99 Müslüman olan bu ülkede bize neden bunu yapıyorlar anlayamadım. Devlette denetim yok mu? Bunu önlemenin bir yolu yok mu? Bugün itibar ile ben fırından ekmek almayı bıraktım. Evde yapmaya başladık. İnternetten aldığım bilgilerden bazıları şöyle; Bir gıda mühendisi olarak inceledim Avustralya’daki Müslüman Türk ekmek fabrikaları da her gün domuzdan elde edilen ‘Emulsifier’ (ekmeğinin yapısını tutmaya korumaya yönelik) denilen katkı maddesini ekmek yapımında kullanıyorlar. (gözlerimle gördüm)Diğer yandan Türk ekmeklerinde paketlemede yazılmaya dahi gerek görülmeyen ama her gün yediğiniz ekmeğin bir plastik ambalajını inceleyin isterseniz. İlgili haber ve yorum:“ Tüketiciler Birliği Konya il başkanı Mustafa Dinç diyor ki: “Ekmeğin, artık ‘domuz’ katkısı ile insan inancını da tehdit etmeye başladığını… Bu yüzden Tüketiciler Birliği yönetimi olarak biz piyasada satılan ekmekleri almıyor ve yemiyoruz ” ( Vatan- 11 Şubat 2008) “Üretici 5 kuruş fazla kazanmak için siyasetçisi ise ucuz ekmek diyebilmek için Konyalıya ‘domuz’ katkılı ekmek yedirmektedir. Çünkü biz içinde domuz ya da benzer yenmesi sakıncalı hayvanlardan elde edildiği bilinen, E472 olarak kodlanan…” ( Vatan- 11 Şubat 2008Mustafa Dinç’in deyimi ile bahsi geçen E 472 konusunda, firmalar “domuzdan mamul” değil diye sözle ifade ediyorlar, güvenilir belge sunamıyorlar, içeriğinde yazanların halka duyurulması başta olmak üzere Tarım İl Müdürlüğünün görevini yapmamak suçu işlediğini belirtiyor. Konya Tüketiciler Derneği Başkanı, Konyalılara domuzdan üretilen mayalı ekmek yedirildiğini ifade ediyor. Türbanlısı, türbansızı domuz eti yemiyor ama günde üç beş ekmeği alıp evine götürüyor bu hesaba göre. Bu iş sadece Konya’da mı oluyor? Bahsi geçen E472 de bitkisel ifadesi yoksa mutlaka ve mutlaka domuzdan üretildiği gerçeği duruyor önümüzde. İzmir’de, Aydın’da, Erzurum’da bahsi geçen mayalar kullanılıyor mu, kullanılmıyor mu? Sıfır denetimin olduğu Türkiye’de geçtiğimiz yıllarda İzmir’de trişin vakasına rastlanmıştı biliyorsunuz. Çiğköfte yiyen 600 kişi trişinellozise yakalanmıştı. Yapılan araştırmada, domuz eti ortaya çıkmıştı. Kullanılan mayadan böyle bir hastalık olur mu bilmiyorum fakat denetimsiz ve kişiye habersizce böyle gıda maddelerini satmak, hem etik değil hem de suç olmalıdır. Gıda maddeleri üzerinde yazan E 472 (E 471)yerine direk domuz katkılıdır yazılması daha doğru olur. Bazı sosis ve salamların etiketinde ki “D” harfinin de domuz eti manasına geldiğini öğrendim araştırırken. Direk olarak ithal edilen ya da dışarıdan getirilen ana maddelerle Türkiye’de imal edilen bu mayaların araştırılması kimin görevi ise bu işi yapmıyor anlarım, Konya’da ki beyanatı duyunca. Türbana bunca mesai yapan AKP iktidarından, E 472 konusuna da gereken hassasiyeti göstermelerini bekliyor vatandaş. İşin doğrusu nedir öğrenmek isteriz. AB yolculuğunda, E 472 helal gıda sınıfına girmişse bilelim efendim”
Selamünaleyküm. Değerli kardeşim. Bu ve benzeri konuları biz de www.gimdes.org üzerinden paylaşıyoruz. Onlar bu konuda ilgili araştırmaları yapıyorlar. Zannederim siz de onlara ulaşmışsınızdır. Tavsiye ederim.