Selamünaleyküm. Değerli hocam, aslında sizden bir fetva isteyecektim ama sonra bir konuşmanızı izledim. İçimden geçenleri anlattınız ve her zaman ki gibi çok duygulandırdınız. Yorulduğunuzu ve morale ihtiyaç duyduğunuzu söylediniz. Demek ki, bir Nureddin Yıldız bile olsan dertler peşini bırakmıyormuş. Tam aksine en büyük dertler seni bulacak. Ve bunları duyduğumda çok üzüldüm. Siz cihat ettiniz, biz istifade ettik. Ama hiçbir zaman moral veremedik, istesem de nasıl verebilirdim ki?
Değerli hocam; Almanya’da yaşıyorum ve size olan bu mesafe inanın ki çok üzüyor beni. Ama sohbetleriniz sayesinde biraz olsun hasretim diniyor. Dergimize abone olurken sizden imzalanmış bir kitap istedik. Bizi kırmadınız ve inanın bu fakiri o kadar mutlu ettiniz ki. Ve yine size moral veremiyoruz diye üzüldüm. Değerli hocam, siz nasıl bize ‘işi vaktinden çok’ olanları anlatıyorsanız biz de yıllar sonra sizden ‘asrın sahabesi, Ebu Hanifesi” diye bahsedeceğiz. Siz gönüllerimizde taht kurdunuz, moral verdiniz bize Allah’ı ve Resulünü hatırlattınız. Allah sizden binlerce kez razı olsun. Dilerim ki size gelen soruları okurken bu yazıyı görürsünüz de yüzünüzde bir tebessüm belirir. Hayatlarımıza rehber olacak sohbetlerinize en kısa sürede ulaşmayı Allah bize nasip etsin. Bir gün sizi görme, elinizi öpme ve dizinizin dibinde bir şeyler öğrenme umudumun gerçekleşmesi için lütfen dua ediniz. Vesselam, en değerli hocam…
Selamünaleyküm. Güzel kardeşim;
Dertliyiz ama çaresiz değiliz. Umutluyuz, dikiz biiznillah.
Kardeşlerimizin varlığı içimizi açıyor, kendimizi göklerde meleklerle yarışır zannediyoruz. Size dualar ederim, dualarınızı beklerim. Unutmayın bizi, ayaklarımız kaymasın, dilimiz keke olmasın. Mü’minlerin gönlünde yer bulmak; ne büyük nimettir Rabbim, ne büyük!
Yorumlar kapalı, ancak trackbacks Ve pingback'ler açık.