Hocam, fetvalarınızdan ve diğer derslerinizden anlayabildiğim kadarıyla, Kur’an-ı Hakim ve Sünnet-i Seniyye’de uygulaması bulunmayan ve dolayısıyla da sahabe-i kiram radıyallahu anhum efendilerimizin de hayatlarında yer verdiklerine rastlamadığımız, sadece bugünkü ehl-i tarik mü’minlerin uygulaya geldikleri ‘rabıta’ fiilinin bizi itikat açısından bir riske sürüklemesi muhtemel midir? Sizin tavsiyelerinizden; herhangi bir tasavvufi gruba intisab etmekte şayet grubun lideri ‘putlaştırılmıyor’ ise bir sakınca olmadığı ve hatta; yalnız başına bocalamaktansa, böyle bir tasavvufi gruptan ayrı kalmanın doğru olmayacağı intibaını edindim. Fakat, din-i mübin’den bir şeyler eksiltmek kadar, bir şeyler ilave etmenin de, ne kadar büyük sakıncaları olduğunu, her fırsatta dile getiriyorsunuz. Kısacası, kararsızım. Fakat tasavvufa olan ilgimi de, görmezden gelemiyorum. Çok vaktinizi almadan, benim ve benim durumumda olan diğer mü’min kardeşlerimiz için tavsiye ve yönergelerinizi rica ediyorum.
Selamünaleyküm. Kendinizi kollayabilecek ve hataya hata diyebilecekseniz neden girmeyesiniz? Girin, hayır nerede ise onu alın.