Hocam ben 36 yaşında, 10 yıldır evli, 3 evlat sahibi, kendi halinde yaşayan, ibadetlerine dikkat eden bir insanım. Ama hocam ben 13-14 yıl önce çok utanacağım, pişmanlığını bir ömür boyu taşıyacağım günahlara girdim. O zamandan beri tevbemde sadık kaldım; ‘Rabbim beni affet’ demediğim gün kalmadı. Korkuyorum hocam, Rabbimin beni affetmemesinden korkuyorum. Ama her zaman, ‘Rabbim beni affetmeden ruhumu alma. Ben kullarına bile söylemekten utandığım günahlarımı senin karşında nasıl itiraf ederim?’ diye dua ediyorum. Özellikle bazen darlanıyorum, korkuyorum, günahlarım aklıma gelince içim acıyor. Bir ortama girince, bu insanların en günahkârı benim diyorum kendi kendime. Vay benim halime, keşke o günahlara bulaşmadan ölseydim diyorum. Pişmanlığımı tarif edemem hocam. Sizden dua ve tavsiye bekliyorum hocam.
Ne mutlu size kardeşim, bu bir nimettir kıymetini bilin. Hata etmek kul olmamızın sonucudur. Hata ederiz, hatamız kıyameti koparmaz ama hiçbir şey olmamış gibi devam etmek pek ağır olur. Hata ettikten sonra yıllarca kendini ezen, Allah’tan utanan, mağfiret kapısından umudunu kesmeyen ve bu tavrını amelleri ile ispat eden ne mutlu bir kuldur, ne mutlu!
Bu hâlinizi koruyun. Tevbe ettiniz, tevbenizi suyunuz havanız gibi bilin. O tevbeyi can simidi olarak yanı başınızda tutun. Sonra da Allah’a ve rahmetine beslediğiniz umudunuz canlı kalsın. O zaman korkmayın. Bilin ki, umudumuz olan rahmet o rahmetin rüyaları ile uyuyun, onu güneş gibi görüp ışığında yürümeye çalışanların olacaktır.
Size dualar ederim, ben de sizden dua beklerim. Geçmişiniz sizi kavursun dursun ama Rabbimizin rahmetinin sizi serinleteceğini hiç unutmayın. Yeter ki koruyun o heyecanı. Kandil gecesi simit yediği için cennetlik olduğunu zannedenlerden olmadıkça korkmayın.