Hocam bazı cuma hutbelerinde bariz dini saptırmaların olduğunu, asıl dinin insanlara aktarılmadığını işitiyoruz. Bu hafta da 29 Ekim’in cumaya gelmesinden dolayı benzer şeyler oldu. Arkadaşlarım bundan dolayı hutbe sırasında camiden çıktılar. Bu ne kadar doğrudur?
‘Papaza kızıp oruç bozmak’ şeklinde bir deyim vardır. Camilerimizde şeriatımızın hükümran olmadığı, tartışılması bile gerekmeyecek kadar açık bir hakikattir. Ama biz camisiz de yaşayamayız. Cami seçmek camisiz kalmaktan daha iyi değil midir? Aslı zatında imamların bizi irşad etmeleri gerekirken bizim imamları ikaz ve irşad etmemiz gerekmeye başladı. İmamlarla daha içli dışlı olarak onlara, rızkı Allah’ın verdiğini, Peygamber aleyhisselamın makamında vekil olduklarını nazik bir şekilde hatırlatmamızda yarar var. Ben, imanıma camiyi terk etmeyi sığdıramıyorum. O sözünü ettiğiniz hutbeleri dinlemek zorunda kaldığımda da krizler geçiriyorum. Zor bir imtihandayız; kaçamayız, yılmayız. Camiler tevhid mekânlarıdır.
İtham ederken de şirk gibi ağır sözleri kullanmamaya gayret ediniz. Şirk, daha ötesi olmayan en ağır suçların başında geliyor. Kendimizi haksız duruma düşürmeyelim. Allah’a emanet olunuz.