Yaşadığımız dünyanın karmaşasından,dertler ve üzüntülerden kurtulmanın huzur ve mutluluğu yakalmanın sırrını nedir acaba?En önemli sır zamanı ve ânı değerlendirmektir.Geçmiş için hayıflanmamak,gelecek işin endişeye düşmemek,nefes aldığımız ânı en iyi şekilde değerlendirmektir.Bu mutlulugun en önemli formülüdür.Ama ne yazık kı bizler geçmiş için üzülerek stres ve depresyon hasatalıklarından;gelecek için endişeye düşerek panik atak ve anksiyete rahatsızlıklarından sıkıntı içinde yaşaıyoruz.Bakın sufiler ne den bu konuda.“Geçen geçmiştir,geçen için üzülmenin manası yoktur.Gelecek ise henüz gelmemiştir,gelip gelmeyeceğide belli değildir.Gelmeyen ve geleceği belli olmayan gelecek için üzülmenin manası yorktur.Öyleyse insan,ânı değerlendirmelidir.Yani zamanın oğlu ve vaktin uşağı olmalıdır.Bu da demek oluyorki insan,her vakit içinde o vakitle işlenmesi en hayırlı olan şeyle derhal meşgul olmalıdır;Allah’ın rızası olan en güzel işle ilğilenir ve o vakit içerisinde kendisinden istenen görevei yerien getirir.”Mutluluğu ve huzuru aramanın diğer bi önemli sırrı ise;bizi oyalayan ve Kur’ân-ı Kerim’in çokluk yarışı diye tabir ettiği yoğunluk ve yorgunluklarımızdan vazgeçmemizdir.Mal ve evlat çoğaltma yarışımız,huzur ve mutlulugumuzu engellemektedir.Bu nedenle dünya nimetlerine karşı perhizli olmamız hepimize derin bir nefes aldıaracaktır.Bu perhiz sizin aladığınız gibi dünya nimetlerini tamamen hayatınızdan çıkarın analmaı değildir.Dünya sevgisi ve dünya nimetlerine olan düşkünlüğümüze çok fazla dalmamaktır.Mutluluk ve huzurun diğer önemli bir sırrı da kanaattir:Kanattkar bir ruha ve tatminkar bir ruha sahip olmak;Kanaat,Allah’ın bize verdiği az nimeti çok yapar.Çok büyük bir nimeti ise iki cihan için bereketli ve hayırlı kılar.Peygamber Efendimizin Rabbimizin verdiği nimete karşı nimetleri kabullenen,seven bir gönle,tatminkar bir ruha sahip olduğu Duhâ Suresinde şöyle anlatmaktadır.“Senin ahiretin dünyandan daha hayırlı olcaktır.Rabbin sana verecek,sen de razı olacaksın.”İşte dünya hayatımızda huzur ve mutlulugumuz için;Rabbimizin verdiği ve bazen vermediği he rnimetten razı olmak,Rabbin verdiği her nimeti gönlün kabullenmesi,ve ruhun bu nimetten tatmin olmasıdır.Mutlulugun sırrı da,her şerde bir hayır;her hayırda birşer olabileceğini bilmektir.Azı kabullenirsek,çoğu bulabileceğimizi bilmektir.Bu anlayış Rabbimizin bazen verdiğni,bazen de vermediğini kabullenmektir.”Lğtfunda hoş,kahrında hoş” diyebilecek gönle sahip olmalıdır.Bu dünyanın her türlü sıkıntısı,derdi ve karmamşası için en önemli mutluluk unsuru;Rabbimize sığınmaktır.İşte bunun için de şu dua iel kendini her an yenilemeli ve terapi yapmalıdır.“Allah’ım! acizlikten,tembellikten,korkkalıktan,ihtiyarlıktan ve cimrilikten Sana sığınırım.Kabir azabından,hayatın ve ölümün fitnesinden Sana sığınırım.Borç baskısından ve insanların kahrına uğramaktan Sana sığınırım.” duasıyla kendini aciz bırak her durumu fark ederek,boyun büküp tevazu içinde Allah’a sığınarak huzuru bulabiliriz.