Selamünaleyküm. Kur’anımızda, Allah’ın hükümleriyle hükmetmeyenler durumuna; kafirlerin, zalimlerin ve fasıkların ta kendisidir diye üç farklı şekilde hükmedilmiştir. Hiç şüphesiz Kur’an’da çelişki olmaz. Kafir, fasık ve zalim hükümleri ayrı ayrı hükümlerdir. Demek ki bir incelik var. Eğer hüküm konusunda bir inkar söz konusuysa bu küfür, bile bile uygulamama zalimlik, bu uygulamamadan kalbi bir rahatsızlık hissetmemek veya bu yanlışa devam etmek fasıklık olsa gerek. Hocam, hüküm verme yetkisi veya hüküm çıkarma her müslümanın yapabileceği bir şey midir? Bu ayetten kastedilen hükümleri çıkarabilecekleri müçtehidler, alimler olarak mı anlamalıyız? Yoksa her müslüman buna dahil midir? Daha abdest nasıl alınır bilmeyen bir müslümana bu ayetle yaklaşıp olumsuz bir durumla karşılaşıldığında hakkında hüküm beyan etmek doğru mudur? Bu ayetlerden Müslümanların mes’uliyet derecesi nedir? Tekfir hastalığına yakalananlar için şifaya vesile olmasını umduğum bu konuları değerlendirir misiniz?
Aleykümselam. Siz de belirttiniz; tekfir yani bir mü’minin imanını yok sayma bir hastalıktır. Kanaatimiz odur ki, o hastalığa takılıp kalmak da karşı bir hastalıktır. Özellikle meşgul olunmamasını tavsiye ederiz. Bugüne kadar görülmüştür ki, bu meselelerle yoğunlaşanlar bir itirazı kabul etmeye yanaşmamışlardır. Tekfir boyutlu düşüncelerin esasında norm dışı kalmak vardır. Bu da onların bir söz dinlemeleri durumunda yok olmaları yani norma dönmeleri demek olacağından kolay kolay ikaz kabul edemezler. Vakit zayiatına dalmaktan ise gençlerin o hastalığa yakalanmamalarına çalışmak daha yararlıdır.