Değerli Hocam, Babam vefat edeli 5 sene oldu. Miras konusunda herhangi bir vasiyeti olmadı. Öldükten sonra 1,5 sene bekledim büyük abilerim bizi çağırsın ve bizlere durumu izah edip paylaşımı anlatsınlar diye fakat nafile. Beklemem esnasında babamın mirasından hiç faydalanmazken diğer abilerim kira gelirlerini aldılar ve hepsinde fiilen işgal ettiği yerler oldu, kendilerine göre tamir ettikleri bakım ettikleri yerler oldu. Dayanamadım en çok kira geliri alan ve kendine yer beğenen abime gittim ve hesap dökümü ve paylaşımın yapılmasını istedim. Aşağılayarak ve hakir görerek bana cevap verince konuşma Ahlak dışına taştı. Benim talebim her yerin ekonomik değeri tespit edilsin ve eşit paylaşım yapılsın. Abim de öyle yaptığını; Babamın sağlığında kıymetli arsasına çok az masrafla kendinin yaptığı (baraka) dükkanları ve bu dükkanlardan aldığı yüklü gelirleri paylaşmayacağını söyledi. Bende dükkanların yapıldığı yer miras malıdır, babamın sağlığında bizim takdir hakkımız olmadığını fakat babam öldükten sonra çok kıymetli olan arsa ortak miras olduğundan bu dükkanlarda ve gelirlerinde herkesin hakkı olduğunu, isterse yaptığı harcamaları fazlası ile paylaşacağımızı söyledim. Nafile anlaşmaya ve elbirliği yapmaya yanaşmadı. Rızamız olmadan tek başına işgal ettiği yerlerle beraber, münferit davranışları yüzünden akrabalık bağları çok zedelendi, bizim ona tahammülsüzlüğümüz bir yana bize tahammül göstermiyor, akrabalık ve kardeşlik bağları kopmuş ve tamiri zor ve kimsenin tamir etme niyeti yok. Medeni hukukta anlaşmazlığın çözüm yolu çok uğraşarak didinerek ve onca kayıplara uğrayarak arsayı satmaktan geçiyor, ve Abimin bu hasarının yanında arsanın satılması ayrıca diğer kardeşlere onarılmaz zarar verecek (Arsa ikamet ettiğimiz evin kapısına bakıyor, baba evinin yolu bu arsadan geçiyor ) Babamın diğer gelirlerinden de onlara göre çok az pay alıyorum. Onlar diğer biraderlerim, kendilerin razı olmadıkları hakkı bana reva görüyorlar, evin en küçüğü olduğum için ve babamın mirasının oluşturulmasında ben küçüğüm diye onlar gibi emek vermemişim diye benim hak talebi bir yana konuşma hakkım dahi olmadığı kanaati ile bana davranış sergiliyorlar. Sılayı Rahim farz; Beni kabul etmeyen sılamı nasıl rahim yapayım? Bu durum hiç aklımdan çıkmıyor, ibadet ederken bile zihnimi meşgul ediyor. Bana yol göstermenizi istirham ederim. Miras nasıl paylaşılmalı, Baba sağ iken aile arasında küçükler ve kız çocukları büyüklerden daha az mı evlat oldular ki, küçüklere-kızlara verilen hakları büyük kardeşler belirliyor ve bağışlıyor? Büyük kardeşler küçük kardeşlerin rızasının almadan kendi takdirlerine göre mi baba malına istedikleri kadar yatırım yaparlar ve mal alırlar? Hocam bu işlerde büyükler nasıl davranmalı, küçükler nasıl davranmalı, kızlar nasıl davranmalı? Mirasta kimin hangi oranda alacağının kıstası nedir? En önemlisi önden hak alanlar hakları olsa bile diğerlerin rızasını almadan terekeyi kullanabilirler mi? Bu konularda bizleri aydınlatırsanız çok seviniriz.
Miras, kitabımız Kur’an’ın kesin çizgilerini çizdiği kurallarla belirlenmiş bir sistemdir. Kesinlikle bireysel davranışlar caiz olmaz. Allah herkesin hakkını belirlemiştir. Babanız öldükten sonra, abilerinizin kendi şahıslarına ait olduğunu ispat ettikleri bölümler dışında bütün mal paylaşılacaktır. Anneniz yaşıyorsa o da pay alacaktır. Sizin hakkınıza düşen bölümü istemeniz ne ayıptır ne de günahtır. Sılayı rahim bahane edilerek de hakkın zayi edilmesi doğru olmaz. Malınızı isteyin, kardeşlik hukukunuzu da devam ettirin. Zor ama gerekli olan budur. Eğer İslam’a göre bir taksime razı olurlarsa ona davet edin. Olmazsa bir hukuk yolu ile hakkınıza düşeni alın. Ama dikkat edin; haklı iken haksız duruma düşecek kaba hareketlere tevessül etmeyin. Geri dönülmeyecek sözler sarfetmeyin. Allah’a emanet olun.