Ezan-ı Muhammedi’nin, Kur’an-ı Kerim’in, mescidlerde bazı duaların vb. İslamî kaynakların ezgili (uzatarak ve benzetmek gibi olmasın bir müzik havası vererek) okunması caiz midir? Özellikle büyük mesâcidde (Fatih mescidi, Eminönü mescidi, Kocatepe mescidi gibi) bu ezgi olayı o kadar çok abartılıyor ki, müezzin efendi ezgiyi uzatacağım ve güzel okuyacağım diye soluk soluğa, bazen ter içinde kalıyor. Bunlar bid’at midir? Saadet-i Ebediye’de yıllar önce bu konu hakkında tek cümlelik bir ifade okumuştum; ezanın ezgili okunmasının 400-500’lü yıllarda falanca kişi (ismi de geçiyordu) tarafından çıkarılmış bir bid’at olduğu yazıyordu. Peygamber efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem zamanındaki tatbiki nasıldı? O zaman da bu şekilde ezgili okuma var mıydı? Uzatarak okumak ile ezgili okumak aynı şeyler değil elbette. Sesin uzaklara erişmesi ve daha çok duyulması için, bilhassa ezan okurken, uzatmak gerekebiliyor. Benim öğrenmek istediğim ise bu ezgili okumanın hükmü.
İbadetle müziğin kesiştirilmesi asla müdafaa edilemeyecek bir hatadır. Müzik insanı okşayan, ibadet ise Allah’ı razı eden bir iştir. Allah’ın razı olacağı işte insanların kulak zevklerinin itibara alınması hatadır. Ses güzelliği ile sese müzik eşliğinde farklılıklar katılması arasında fark vardır. Kur’an ve zikirler Arapçaya mahsus ahenk içinde yapılmalıdır. Müzikle ibadetin birleştirilmesi git gide yaygınlaşmakta ve tehlikeli bir hal almaktadır. Tehlike ise ilim adamlarının bile böyle bir bid’ate alışmaları ve sessizliği yeğlemeleridir. Dilerim bu gidişat camilerden kopmamıza neden olmaz. Üzerimize düşeni yapalım ve hatalı olduğunu bildiğimiz uygulamalara medeni tepkiler gösterelim. Mesela imamları, müezzinleri nazik bir şekilde ikaz edebiliriz. Diyanet ve müftülüklere yazılar yazıp tepkimizi gösterebiliriz. Mevlüt ve benzeri törenleri ise bilinçli bir şekilde protesto ederek tepkimizi ortaya koyabiliriz. Allah’a emanet olun.