Annemin beni doğurduğunun 6. ayında babam, annemi de beni de bırakmış ve annemle resmi olarak da evli iken imam nikâhıyla başka bir kadını almış, sonra boşanma davası açmış anneme. Annem, ben varım diye boşanmak istememiş ama babam anneme mahkeme boşamak zorunda kalsın diye bir sürü iftira atmış. Annem sonunda dayanamamış ve boşanmış. Mahkemede babam beni kesinlikle istemediği için mahkeme vekâletimi anneme vermiş. Şu an 20 yaşındayım, babamı en son gördüğümde 5-6 yaşındaydım. Annem ikinci evliliğini yapalı 14 yıl oldu ve ben üvey babama baba diyorum, çok şükür şimdiye kadar tek yanlışını görmedim, öz çocuklarından ayırmadı beni, hatta daha çok üstüme titredi. Ama öz babam beni bir kere olsun aramadı, sormadı. Bir iki yıl önce facebook’tan babamın bir akrabası bana mesaj atmıştı, o zaman beni aradıklarını öğrendim. Annem, asla cevap vermeyeceksin, 18 yaşını geçtin, kim bilir ne için arıyor seni dedi. Ben de cevap vermedim. Çalıştığım yerdeki patronum konuyu öğrendi; ‘ne olursa olsun o senin baban, senin ona karşı evlatlık vazifeni yerine getirmen gerek. Hatta ondan olan çocuklarda senin kardeşin onlara karşıda sorumlulukların var. Babanla konuşmalısın, gönlünü etmelisin. Baba rızası olmadan cennete giremezsin’ dedi. Beni hiç aramayan, 6 aylıkken bırakan, mahkemede vekâletimi istemeyen, (20 yaşıma geldim) benim bir kızım vardı, acaba ne halde ne yapar ne eder demeyen bir insanın benim üzerimde hakkı var mı?
Benim ona karşı sorumluluklarım var mı, onunla görüşmeli miyim, evlatlık görevimi ona karşı yerine getirmek zorunda mıyım?
Babalık hakkı olmadığını var sayın; insan olarak bakın. Affeden, feragat edebilen, kuldan değil Allah’tan bekleyen biri olun. Daha iyi olmaz mı? Sevmek zorunda değilsiniz ama en azından iki insan gibi olmak zorundasın. Dönüş yolunu kimseye kapatmama ilkeniz olsun. Daha bereketli bir hayat yaşarsın kızım.