Selamünaleyküm; Sayın hocam son sohbetiniz olan bidat bidattir sohbetinizi dinledik etkileyici bir dersti rabbim anlayıp amel etmeyi nasip etsin.Sizinde dediğiniz gibi dine sonradan eklenen iyi de olsa kötü de olsa her şey bidattir. Peki, tasavvuf da dinimize sonradan girmiş ve bunun içerisinde olan rabıta vahdeti-vücut gibi terimler ya da fiiller gerek efendimiz döneminde gerekse sahabe döneminde mevcut değildi fakat birçok cemaat ya da kişiler bu bağlamda hareket ediyorlar. Konuyla alakalı bilgilendirirseniz sevinirim. Selam ve dua ile.
Selamünaleyküm. Bu, ihtimal kıyamete kadar kimsenin çözemeyeceği kadar köklü bir yer edinmiş sorunlardandır. O yolu izleyen mü’minlerin niyetlerini Allah Teâlâ bilmektedir. Onları itham etmek kimsenin görevi değildir. Samimi niyetlerle yapıyorlarsa ve bunun üzerinden kişisel zevklerini tatmin etmek ve menfaatlenmek gibi bir tutum içinde değillerse onlarla mücadele etmenin yersizliğini düşünüyorum. Yaşadığımız dönem, insanların yanlışlarını tespitten çok neyin doğru olduğunu ispat etme dönemidir. Eğer tasavvuf hatalı ise hatasız olan zühdü ortaya koymalıyız. Birileri Allah’ı zikretmeyi teşvik için tasavvufu metot olarak kullanırken hata ediyor, diğerleri de Allah’ı zikrin ne tilavet ne tesbihat olan hiçbir çeşidi ile meşgul olmadığı hâlde, sadece başkalarının yanlışlarını tadat ederek İslam’a hizmet ediyorsa bu kabullenilemez. Herkes doğru bildiğini yapsın, hesabımız Allah’a kalacaktır.