Kadının yolculuğu ile alakalı olan şu hadis-i şerifi anlayamadım; Adiy b. Hâtim radıyallahu anh şöyle demiştir: Allah’ın Elçisi’nin yanında idim, bir adam gelip fakirlikten şikâyet etti. Sonra başka biri geldi eşkıyanın yol kesmesinden şikâyet etti. Allah’ın Elçisi sallallahu aleyhi ve sellem dedi ki:
-“Adiyy Sen Hîre’yi gördün mü?”
-“Hayır, görmedim, fakat orası hakkında, bilgim var.”
-“Eğer ömrün olur da yaşarsan hevdeci içinde bir kadının Hîre’den hareket edip Allah’tan başka hiç kimseden korkmadan tâ Ka’be’yi tavaf edeceğini göreceksin.” dedi.
Ben buna şaşırarak kendi kendime: Beldelerde fitne ve fesâd ateşini tutuşturmuş olan o Tayy kabilesinin eşkıyası nerede olacak ki, dedim… Adiyy sözlerine şöyle devam etti: Ben Hîre’den hevdeci içinde yolculuğa çıkıp, Allah’tan başka hiç kimseden korkmayarak Kâbe’yi tavaf eden kadını gördüm… (Buhari, Menakıb, 25) hocam bu konudaki kafa karışıklığımızı gidermenizi rica ediyorum.
Burada kafa karışıklığına neden olan bölümü anlayamadım. Her hadiste bir kere kafa karışırsa kafa kalmayabilir. Buna dikkat ediniz.
Meseleye gelince, bu hadiste İslam toplumunun yaşayacağı bir güven ortamı zikredilmektedir. Sözü edilen kadının çıkıp Kâ’be’ye gelmesi tasvip edilmiş bir iş olarak da sunulmamaktadır. Öyle yapan bir kadın söz konusu olmuş olabilir. Ayrıca hadiste zikredilen kadının yolculuğu ‘yanında mahremi olmamak’ şeklinde anlaşılmadan önce ‘bir kafileye katılmadan’ sefere çıkmak şeklindedir. Çünkü insanlar o zamanlarda bir kafileye katılıp yolculuk yapıyorlardı. O kadın yanına bir mahremini alsa da neticede bir kafileye katılmadığı için ‘tek başına yola çıkmış’ gibidir.
Kadının tek başına seferilik mesafesine çıkmasını yasaklayan hadisler daha açık ve sahih hadislerdir. Hüküm de onlar üzerine kuruludur.