Ben bir müslüman olarak dinimi sizinle daha iyi anlamaya başladım. Çevrem de iyi bir insan olduğunu düşündüğüm ama maalesef inançsız olan abim, eğer Allah seni Yahudi yaratsaydı eminim çok koyu, dindar bir Yahudi olurdun, dedi. Ben de, Allah’ı ve doğru yolu bulurdum, dedim. Ya Budist olsaydın nereden bulacaktın, dedi, tatmin edici bir cevap veremediğim için hem utandım hem de dinimi iyi lanse edemiyorum fikrine kapıldım, ilmim yetmiyor çünkü. Bu soru size gelmiş olsaydı nasıl cevap verirdiniz? Gerçekten Müslümanlığı bulma şansımız yüzde kaç idi? Peki ya tam da bu gün Yahudi doğan bebekler baştan yenik mi başlıyorlar?
Bu sorgulamadaki İSLAM yerine İNSAN koyun sonra da aynı sorgulamayı yapın, ne çıkacaksa bundan da o çıkacaktır. Biz insan nevi olarak kendimizi abartıyoruz. Çağdaş felsefelerin sonucu olarak, birbirimize karşı kullanılmak üzere geliştirilmiş bulunan humanizm gibi akımları, her yerde ve herkese karşı kullanılır zannediyoruz. Kuluz, aciziz, Alah’ın mülkü karşısında bir ‘hiç’ bile değiliz. O bize bir değer verdi ise öylece değerimiz oldu. Ondan aldığımız değeri onun azametine karşı kullanmak gibi bir hata içinde olmamalıyız. Kardeşinizin sorusu yüzeysel olarak mantıklıdır, pratikte ise bir değeri yoktur. Neden bir değeri yoktur biliyor musunuz? Biz insan olarak, yaratanımızla aynı ortam sorularını aynı cevap kudreti ile konuşamayız ki! Hâlık ve mahlûk; aynı olamaz ve aynı kavramlarla ifade edilemez iki kelimedir. Buna dikkat etmeye mecburuz. Kardeşinizle tartışmanız size bir sonuç getirmeyecektir. Siz dirayetinizle girdiğiniz bu mübarek yola devam edin. Allah yardımcınız olsun. Ayağınız sabit, kalbiniz pekişmiş olsun. Size hayır dualar ederim. Sizden de dualar beklerim.