Erkek,yediği yemekten hanımına da yedirmelidir.Giydiğinden ona da giydirmelidir.Onu terk etmemeli,Allahü Teâla kendisine çok rızık verdiği zaman hanımının nafakasını bol vermelidir.Resülullah’ın(s.a.v) tavsiyesine uyarak,hanımı ile iyi geçinip,kadınları yumuşaklıkla idare etmelidir.Büyük zatlardan biri,hanımının kötü ahlâk ve huylarına sabrederdi.Sebebi sorulduğunda “Onu bırakırsam,eziyetine sbaredemeyen birisi ile evlenmesinden korkuyorum” derdi.Erkek, hanımına değilkendine sû-i zan edip:”Ben iyi olsaydım,bu kadında iyi olurdu” demelidir.Hanımının iyiliğini ve iffetini,Allahü Teâlâ’nın şükrü ödenmeyen bir nimeti olarak görür.Hanımı kötü davranışlarda bunulunsa da,en çok sevdiği kişinin o olduğunu hissettirecek şekilde davranır.Hanımı fahiş bir günah işlemedikçe,bazı kusurlarını görmezlikten gelir.İnsanlar arsında onun kususrlarını yüzüne vurmaz.Onunla hep iyi geçinir.Onunla günah olmayan oyunlar oynar şaka yapar.Resûlullah(s.a.v)hanımları ile çok iyi geçinir.Onlara güzel şakalar yapardı.Peygamberimiz (s.a.v)bu hususta herkesten ileride idi.Erkeğin hanımı ile oynaması dinde yasak edilen,batıl boş oyun ve ğelecelerden değildir.bilakis bu,haktır ve dinin emridir.Peygamber Efendimiz(s.a.v)hanımı Âişe(r.a)validemiz ile yarıştılar.ilkinde Hz.Âişe onu geçmişti.Başka bir zaman tekrar yarış yaptılar,bu defa Resûllah (s.a.v)Âişe’yi geçti.Bunun üzerine Resûlullah (s.a.v)”Ey Âişe! bu daha önceki yarışın karşılığıdır.” buyurdu.(Şir’atü’l-İslam,fazilet Neşriyat)