Ben Kanada’da öğrenciyim. Hayatım boyunca diyalogçulardan nefret ettim fakat bugün onların arasındayım, haddimi aşarak Rabbimin beni iki taraflı sınadığını düşünüyorum; hem buranın yerli kâfir halkı hem de diyalogcuların insanı çileden çıkaran söylemleri ve faaliyetleri. Hocam kâfirlere karşı sert ve dik duruyorum, önce onların selam vermesini bekliyorum, bir Müslüman olarak bir kâfire ilk selamı vermek zoruma gidiyor. Her fırsatta sınıftaki aktivitelerde ve diyaloglarda dinimizin emir ve yasaklarından, efendimiz sallallahu aleyhi ve sellemin hadislerinden örnekler veriyorum. Bu insanların bana ve benim gibi davranan arkadaşlara söyledikleri; kafalarındaki ‘Müslüman teröristtir’ olgusunun yıkıldığı. Yaklaşımım nasıl olmalı hocam? Taviz verebileceğimiz noktalar var mı?
Öyle bir ortamda birinci ve en önemli hedefiniz ‘kendinizi korumak’ olmalıdır. Buna çok dikkat edin. Önce kendinizi yani mü’min kimliğiniz koruyun. Oraya gittiğiniz zamanla döndüğünüz zaman arasında mü’min kimliğiniz açısından bir erime varsa siz zarardasınız demektir. Siz zarar ettikten sonra diğer insanlar kâr etseler ne olur?
İkinci olarak da, sözlerinizle değil tavır ve kimliğinizle örnek olarak dininize hizmet edin. Vakarınız en önemli reklamınız olsun.
Üçüncü olarak da sorulduğunda bildiğinizi söyleyin ve kenara çekilin. Tartışmayın. Tartışmak size kazandırmaz, karşı tarafı ikna etmez. Söyleyin, susun ki merak uyandırsın.
Ve Allah Teâlâ’nın size yardım etmesi için, sizi koruması için çok dua edin.
Allah’a emanet olunuz.