Fıtratım gereği, sizin de sohbetlerinizi kendime ölçü alarak okulumu bitirdikten sonra evde tefsir vs. gibi derslere katılarak, kitaplar okuyarak evim (evliyim) ve Allah nasip ederse yetiştireceğim evlatlarım için emek vermeye karar verdim. Ama evde durdukça içimin karardığını, kafamı ufak meselelere taktığımı hissediyorum; ‘o bana bunu mu demek istedi, niye böyle dedi’lere takılıyorum ve hayır da diyemediğim ve ev hanımı olduğum için gitmek istemediğim, bana vakit kaybı gibi gelen bir takım toplantılara da bir bahanem olmadığı için katılmak mecburiyetinde kalıyorum. Katıldığım dersler de beni tatmin etmiyor. Bu yüzden eğitim hayatıma yüksek lisansla devam etmeye karar verdim. (Eşim de çalışmamı çok desteklememekle birlikte okula devam etmeme bir şey demiyor.) ‘Sessizce gider dersimi dinler harama bulaşmadan geri dönerim, iki yıl, ne olacak ki?’ diye kendimi teselli ediyorum ama sizin sohbetlerinizi dinledikçe içim acıyor, azap duyuyorum. Ne yapacağım konusunda çok kararsızım. Size bile, cevabınız okula devam etmekten vazgeçmemi gerektirir diye korktuğum için çekinerek yazıyorum. Evde oturarak geçirdiğim hayat da beni tatmin etmiyor. Belki de nereden başlayacağımı bilmiyorum ya da bir anda ilim sahibi olmak istiyorum. İçimdeki boşluğu belki okula devam etmek de doldurmayacak ama öbür türlü de kalbimden geçenlerle, dilime dökülenlerle günaha girdiğimi düşünüyorum. Tavsiyeleriniz nelerdir?
Bir zaman sonra yüksek lisans da sizi tatmin etmeyecektir. Bir mü’min kadın olarak annelik dışında sizi neyin tatmin edebileceğini zannediyorsunuz? Evde geçmeyen vakti geçirmek için ilmi alet etmek hiç uygun değildir. Bir bayanın harama bulaşmamak şartıyla yüksek lisans yapmasında ne sakınca olacak ama ilmin onurunu da korumak gerekir. Mahalle baskısı, birilerinin ne diyeceği veya boşluk doldurmak ilim nedeni olamaz/olmamalıdır. Tekrar ve gerçekçi düşünmeye çalışın.