Hocam, insan ayıbını açmamalı ama ben öyle bir günah işledim ki, ömrüm boyu tevbe etsem kabul edilmez belki de!
Baştan çok yanlış yaptım her şeyi ama her şeyden çok pişmanım. Bir insanla tanıştım, yazıştım. Çünkü çok güven verdi bana, benden ilimli, dikkatli, hassastı. Sonra bana, beni sevdiğini söyledi. Ben de onu sevmeye başladım, güvenim arttı ama taviz tehlikemin arttığını fark etmedim. Sonra şeytan üçüncümüz oldu ve ben bunu yerin dibine girerek itiraf ediyorum; biraz baskı ile istediği fotoğraflarımı gönderdim ona, evlenmeden o haram görüntüleri elim kırılsaydı da göndermeseydim! Taviz verdim, kendime ihanet ettim. İki hafta ağladım geceleri. Bana, beni sevdiğini, bu hatayı beraber giderebileceğimizi söyledi; ‘seni yalnız bırakmam bu yükle’ dedi. O bunu ne kadar ciddi söylemiş olsa da ben artık onun gözünden düştüm. Evlilik olsa da en küçük hatada bu büyük hatanın hatırlanmasına dayanamam, o, ‘hatırlamam, demem’ diyor ama ben daima o şüphede olacağım, kahrolacağım. Bu benim cezam olsa dahi böyle bir şey üstüne aile kurulur mu? Ben eski ben değilim. O evlilikten olan bir çocuğun mutluluk hakkına girerim, temeli zedeli bir evlilik çıkar. Artık kafam allak bullak, iki haftadır kendimi toplayamadım, secdelerde utancımdan kalkamıyorum, ne olur bana nasihat edin. Anneme açsam bu konuyu gözünden nasıl düşerim, onu nasıl üzerim… Bu günahımın cezasını nasıl çekeceğim? Nasıl sevdiğim insanın yüzüne bakamadan ona yuva kurarım? Çok çaresizim.
Sana iki şey söylemeliyim. Birincisi, gerçekten pişman mısın? Eğer gerçekten pişman isen sana cevabım da kesindir. Eğer eğip bükeceksen de sana kesin cevabım var. Şimdi cevabımı oku: Sen kulsun. Düşersin, batarsın, eğersin, bükersin. Rabbin ise Allah’tır. Seni mağfiret edeceğini vaat etti ise bir kere onun vaadi haktır. Allah’ın vaadine güvenmemek büyük bir hatadır. Şimdi düşün bakalım, gerçekten pişman mısın? Gerçekten pişman isen Rabbine yönel. Tevbe et. Kaya gibi sert, ırmaklar gibi şırıl şırıl akan bir tevben olsun. Gerisini de Allah’a bırak. Dön bak, tevbe mi ettin yoksa ortaya çıkan olayı hazmetme sıkıntısı mı yaşıyorsun. Tevbe etti isen, tevbeni irdeleme hakkı senin değildir. O Allah’ın işidir. Senin işin tevbe etmek ve tevbeni ölünceye kadar korumak olmalıdır. Bu birincisidir.
İkincisine gelince: Seni şeytan tuzağa düşürdü. Sen de düştün. Şeytan galip sen mağlup oldun. Senin işin bitti ama Şeytanın işi bitmedi. O oyununa hâlâ devam ediyor. Oyununun ikinci perdesi de seni güya pişmanlık dalgaları ile boğmaktır. Birinci perdede o hatayı işledin. İkinci perdede seni çöpleri karıştırtarak gençliğini bitirmeye aday yapıyor.
Senin ne yapman gerekir şimdi?
Tevbe etmen ve tevbeni hayatın bilmen. O insanla ebedi olarak yazışmaman, adını anmaman, semtine yaklaşmamandır. Bunu yapacaksın. Evlenmek, çocuğunun yüzüne bakmak, vesaire.. Bunlar çöplüğü karıştırıp durmaktır. Umarım anlamışsındır.