Şükür ve hamd etmek ne kadar önemli hiç farkında değiliz!Yüce Rabbimiz’in bizim şükür ve hamd etmemize ihtiyacı yoktur.Ancak bizim şükre çok ihtiyacımız vardır.Bunun için de düşünerek yaşamak gerekmektedir ve her anı tefekkür ile yaşamak gerekir.Bizler Allah’ın varlığını sadece biliyoruz ama hissetmiyoruz.Bilmek ve hissetmek arasında cennet ve cehennem arsındaki kadar fark vardır.Eğer hissederek yaşarsak ruhumuzun çektiği sıkıntılar azalır.Bu konuda bir velinin şükrünü anlatmak istiyorum size ..lütfen yazının devamını okuyun.İsa (a.s) bir ağacın altında dua eden birini görür,dikkatlice baktığında,adamın ayaklarının sakat olduğunu,iki gözünün de görmediğini anlar.Vücudunda ise baras hastalığı olduğunu görür.Ama adamın bütün bunlara rağmen ellerini kaldırmış mutluluktan uçacakmışcasına dua ettiğini fark eder.“Ey nice zenginlere vermediği nimeti bana ikram eden Rabb’im! Sana ağaçların yaprakları sayısınca şükürler olsun”‘…”Hazreti İsa kötürüm adama yaklaştı:“Yürüyemiyorsun,gözlerin görmüyor.Bedenin de sıhhatli görünmüyor? Buna rağmen çoğu zenginlere verilmeyen nimetlerin sana verildiğin düşünmekte,bunun için de büyük birmutlulukla şükretmektesin.Hang nimettir nice zenginlere verilmediği halde san verilen.”Kapalı gözler ile sesni geldiği yana yönelen kötürüm adam dedi ki;“Efendi! Allah bana öyle bir kalp vermiş ki,O’nu tanıyorum.öyle de bir dil vermiş ki ,o dille de ona şükrediyorum.Halbuki,dünyanın serveti elinde olan nice zenginler var ki,kalbinde O’nu tanıma sevinci,dilinde de O’na şükretme mutlulugu yoktur.Ama gel gör ki,topal,kör ve bedeninde hastalıklar olan bu kötürüm adama Rabb’im,bu sevgiyi ihsan eylemiş,bu nimetin farkına varma tefekkürünü nasip eylemiş.İşte bunu düşününce kendimi tutamıyorum,”Nice zenginlere vermediği nimeti bana veren Rabb’im! Sana ağaçların yaprakları sayısınca şükürler olsun” diye teşekkürden kendimi alamıyorum.”Kafa gözü kapalı d aolsa kalp gözü açık bu adama yaklaşan İsa (a.s),” ver şu elini öyleyse” diyerek elinden tutar,eğilerek görmeyen gözlerinden öper.İsa Peygamberin duaklarının değdiği gözler anınd aaçılır.karşısındakinin İsa (a.s) olduğunu görünce heyecanlanan adam,” Sen şu ölüleri dirilten,hastalara şifa bahşeden mücilerin sahibi Peygamber değl misin?” der.İsa Peygamber “Belli olmuyor mu?” deyince,”Gmzlerimden belli oluyor da ayaklarımdan henüz belli değil” der kötürüm adam.Tebessüm eden Hz.İsa,”Sen hele bir ayağa kalkmayı dene” deyince adam dimdik ayağa kalkar.Ayakları üzerine dikilebildiğini anlayınca ilk sözüşu olur.“Ey Allah’ın nebisi,sendeki bu mucizeler de O’ndan değil mi? Öyleyse izin ver de geç kalmayayım,O’na şükredeyim.”Bunu dedikten sonra hemen başını secdeye koyar der ki;“Rabb’im! Seni tanıyan bir kalple,şükreden bir dil nimetinin şükrünü yapmaktan âcizken,şimdi gören birçift gözle,yüüryen ik ayakta lütfettin.Artık bilemiyorum nasıl şükretmem gerekiyor bu eşsiznimetler karşısında?”Bu sırada çevrden toplanan halk,gösterdiği b mucizelerden dolayıİs (a.s)’ın elini öpmek sterler.Ama Allah’ın nebisi işaret eder.“Benim değil secdedeki şu kötüürm adamın elini öpün!…”Derler ki;”Onu secdeye indiren nimetleri biz baştan beris ahibiz ama hiç birimiz onun duyduğu gib mutlulk duymadık..Öyleyse der Hz .İsa(a.s) “Tefekkür edin,siz de düşünün.” ve sözünüşöyle bağlar.“Düşünen sahip olduğu nimetin farkına varır.Düşünmeyen ise kendisini mahrumiyetten sanır.”İşte kardeşleri gerçek şükür ve gerçek tefekkür budur.Allah cümlemize nasip etsin…Amin.