İçteki kiri su değil ancak gözyaşı temizler…
Hani doyasıya ağlamak istersin ya bazen, ama hep bir yerlerden engeller çıkar, ve gözlerinle ağlamayı ertelersin müsait bir zamana kadar
Ama yüreğin ertelenmeyi kabullenmez…
Gözlerinle gerçekleştiremediğin ağlama yüreğinde gerçekleşir ve için sırılsıklam olur!
Cam kesiği ağrılara gark olur yüreğin, için için kanar, için için yanar!
Ağlamak;
Rahmandan kuluna bir armağan, bir rahmet!Ağlamak;
İçteki sıkıntıları dışa atmaktır sıkıntılardan arınmaktır!
Bazen sevgiliye naz! Bazen sitemdir!
Bazen de anlaşılamamaktır!
Bazen pişmanlığın ifadesi
Ağlamak;
Kaybedilene ağıt! Hüznün doruk noktası!
Resulün kaybettiği oğluna hediyesi!
Ya Resul! Sen de mi? Dedirten inci taneleri
Bazen Rabbe yöneliş!
Bazen af dileme!
Bazen acının inci inci dışa vurumu!
Adeta acının yıkanması Toprağa karışıp yok olması!
Bazen sevincin gözlere yığılması, ardından göz pınarlarından süzülen daneler!
Yürekte sevinç fırtınaları koparken, gözlerin mahzunluğu!
Söylemek! Hissettiklerini ifade etmek insana uzakken, süzülen damlalarla bunları tek tek yazmak!
İçteki gök gürültüsünün adeta yağmuru davet edimi!
Yakub’un Yusuf’a özleminin ifadesi! Net, yalın, riyasız hiçbir kelime telaffuz etmeden tüm çıplaklığıyla, duyguların ifadesi!
Ve ağlayabilmek;
Gece yarısı mahlukat uyurken, seccadesinde Rabbine huşuyla yönelmiş, alın secdede, Rabbi ile buluşmanın doruk noktasında Bir müminin gözlerinden süzülen damlalar! Belki de diğerlerinin kurtuluşuna mütesebbib!
Rabbinden rahmet olarak!
Bir annenin yavrusuna özlemi, hasretinin ifadesi!
Duygular kumkuması içindeyken kalbin birden infilak etmesi!
Ve gözyaşı;
Rabbinden rahmettir mümine!
Bir tesellidir anneye! Sevgiliye sığınak!
Mecnundan Leyla ya kalan hatıra!
ve Resulden ümmetine merhamet!
Bırakın aksın gözyaşlarım
Dokunmayın
Bırakın