23 yaşında ilim öğrenmek için çabalayan, tavsiyelerinize uymaya çalışan biriyim ama hata yapmaktan, imamını zedelemekten çok korkuyorum. Bir tartışma esnasında arkadaşım, bir mürşide ihtiyacımız var o bizden daha üstün, kalp gözü açık olduğundan da bizi Allah’a ulaştırması için onun aracılığına ihtiyacımız var dedi. Ben de, kendi sonumu, imanımla öleceğimin dahi garantisini veremezken nasıl onun bizden üstün ve imanıyla öleceğine inanayım ki; Allah’la onu arama koymam dedim. Hem Allah isteseydi Abdullahoğlu Muhammed Ebu Cehil olmaz mıydı, peygamberimize bu hikmeti veren Allah’tır dedim. Ve ben okuyarak, araştırarak cemaate girmeden hayatımdan birçok yanlışı çıkardığımı, yani cemaate, aracıya ihtiyacımın olmadığını söyledim fakat içim hiç rahat değil. Hocam, şöyle ki mürşit diye kastettiği kişi peygamberimizin -sallallahu aleyhi ve sellem- torunuymuş. Ben ise, onun bizden üstün olduğunu düşünmüyorum dedim. Asıl sormak istediğim, peygamber efendimize -sallallahu aleyhi ve sellem- hikmet veren Allah-u Teâlâ ise ve üstünlük takva ile ve takva da Allah ile kul arasında ise, bir insanın başka bir mü’mini kendinden üstün görmesi doğru mudur? Kafam çok karışık bu konuda.
Kafa karıştıracak bir alana girmişsiniz. Bunun neticesi, yıllarca sürse bile incelemeniz, tartışmanız tam anlamı ile BİR HİÇ olacaktır. Kesinlikle aklınızdan bu tür konuları silin. Evet, ifade ettiğiniz şeyler esasen doğrudur ama o konuların ümmetimiz ve bizim şahsımız adına pratiği yoktur. İnsanların batmamak için tutunduklarını zannettikleri son tahta parçasını ellerinden almanıza benzer bu iş. Bir de siz, bu cedelleşme ile meşgul iken şeytan sizi eli boş duruma sürükleyebilir de hiç anlamazsınız korkarım. Aman dikkat edin, yararı olmayan şeylerle kaybedecek bir tek dakikamız billahi yoktur. Ümmetimiz asırladır bu kadar çetin bir mücadele içinde olmamıştır zannederim. Biz hakikati bilmişler olarak nasıl boşa kürek sallarız, nasıl? Aman bir kenara çekilin ve işe yarayacak işlerle vakit geçirin. İşe yarayacak bir iş üretemiyorsanız, susun; susmakla kazanın! Şu ibretlik hâlimize bakın ve lütfen bu konularla vakit geçirmeyin. Rabbim size de bize de ihsanıyla muamele buyursun. Allah’a emanet olun.