Bundan yaklaşık 18 yıl önceydi.Ben henüz Ortaokul 1 ‘de okuyan masum ufak bir sivil’dim.Sivrilmeye başladığım,herşeyi sorgulamaya ve araştırmaya meyilli olduğum zamanlardı.Halen öyleyim ama o dönemlerde bunu boş bir beyinle yaptığım için kıyas konusunda sıkıntılarım vardı şimdi kendimce boş bir beynim olmadığına inanıyorum.Birgün okul çıkışı arkadaşlarla birlikte okul çıkışında Pastane benzeri bir yere gittik.Benimle aynı yaşlarda olanlar o dönemde Türkiyede İlk Özel Kanalların Star Tv ve Teleon isimli Kanallar olduğunu bilirler,bilmeyenlerde öğrenmiş olsun.
O gün orada benimle birlikte bulunan arkadaşlarımdan neredeyse hiçbirinin evinde Televizyon yoktu.Haliyle merak içinde bizde Teleon kanalında oynayan filme dikkat kesilmiştik.Filmin bir Sahnesinde Erkek Başrol oyuncusu kendisini takip edenlerden kaçarken üzerindeki Atlet’i çıkarttı.Ve sadece bu olay orada bulunan insanları sinirlendirmeye yetip arttı.Yüksek sesle “Kapatın şunu kardeşim,ayıptır! ” nidaları…
İşte bu an sürekli zihnimdedir ve hiçbir zaman hatıramdan silinmedi.Çünkü ben her zaman o saf , o masum,o edepli geçmişimizi özlüyorum.Hiçbir Devrim biranda olup,bitmez.Bir altyapı hazırlanır,belirli kriterlere göre uygun zemin hazırlanır ve en sonunda bitirici darbe yapılır.Çokta uzun bir zaman olmamasına rağmen aradan geçen 19 yıl içinde Ülkemizin ve İnsanımızın düştüğü içler acısı durum ortadadır.
Artık Televizyon Ekranında Amcasının Karısıyla haşna-fişne yapan bir soysuzu Müslüman Milletimiz elinde çekirdek ve bir bardak çayla keyfile izliyor.Ve ödü kopuyor hadi kocası gelirde yakalarsa suçüstü diye,Yine bu soysuzu canlandıran Ahlaksız Genç Kızların Hayali ,Genç Erkeklerin İdolü olmuş durumda.Gerçekler acıtıyor malesef fakat bunları dile getirmek gerekli.Zira o hale geldik ki,Sokak ortasında bir bayana Tecavüz edilse neredeyse kimsenin sesi çıkmayacak.Bir MilletNarkozlandı,bir millet uyuşturuldu.Önce konuştuğu dil alındı elinden,sonra da inandığı Din.Ve ortada tüyü yolunmuş Tavuğa dönen Müslümanlar olarak kaldık.
Müslüman bir Aile düşünün.Kadın Akşama kadar Televizyonda çöpçatanlık yapılan,Kadınların mal gibi pazarlandığı programlarla meşgul,Çocuk Çizgi Film kuşatmasında odasında ağzını ayırmaktan Çene kasları donuk vaziyette ve bir Baba düşünün Akşama kadar robot gibi çalıştığı işte,kısa molalarda muhabbet malzemesi yapabileceği Futbol maçlarına müptela.İşte durum bu.
Ve en komik olan nedir biliyormusunuz ? Gerek sınırlarda,gerekse Yurt içinde Milyonlarca Asker bekliyor nöbette.Teyakkuz halindeyiz Dışarıdan gelebilecek saldırılara ve içten gelecek Tehlikelere karşı.Ve buna ilaveten fertler olarakta teyakkuzdayız.Evimizi Çelik Kapılarla,Camlarımızı Korumalık Demir muhafazalarla sağlama alıyor,yetmiyor birde içeriden kapıyı kilitliyoruz.Halbuki Düşman evimizin içinde.O küçüçük Renkli Dünya bizi bizden ediyor.Herşeyimizi,hayatımızı çalıyor da farkında bile değiliz.Olsun nasılsa kapılarımız kilitli ve güvendeyiz…
Bütün bunlardan sonra kalkıpta evinizden Televizyonu atın falan demeyeceğim.Çünkü ben bir Bıçağın gerektiğinde İnsan öldürdüğünü,gerektiğinde ise Ekmek kestiğini bilen bir İnsanım.Mühim olan o Bıçağı ne amaçla kullandığınızdır.Evlerimizden Televizyonları atmayacağız ama onu faydalı ve verimli kullanabileceğimiz şekilde kullanacağız.
Burada anlatmaya çalıştığım şey Hayatımdan 20 yıllık bir kesitte kendi gözlemlediğim değişimler.Ahlaki yapımızın sistemli bir şekilde nasıl çökertildiği.Nasıl kendimize yabancılaştırıldığımız.Bilmiyorum belki sizinde bu konuda söyleyecekleriniz vardır ? Ne dersiniz ?