Ülkemizde insanlar belediye tarafından kıyılan nikâhı sırf resmi işlerin gerekliliği için kıydırıyor. Bu işlemden önce veya sonra da dini nikâhı kıydırıyorlar. Evlilik yürümeyince mahkemeye giden insanlar bazen hakîmin yüzünü bile görmeden boşanabiliyorlar. Bazı âlimler, ‘avukata vekâlet verilmişse bu boşanmadır ve bain talak hükmündedir’ derken bazıları ise, ‘boşanmadır ama ric’i talak hükmündedir’ diyorlar.
Belediye tarafından kıyılan nikâhta iki şahitten biri bayan olabiliyor, bu şahitlik geçerli mi?
‘Kabul ediyor musun’ ve ‘kabul ettin mi’ gibi sorulardaki zaman mefhumu önemli mi? Belediye nikâhında mehirden bahsedilmezken dini nikâhta belirlenen mehirden başka mahkemelerde de nafaka alınmakta. Belediye nikâhında üç talak gibi bir şey olmadığına göre geri kalan iki talak ne olacaktır? Allah’ın adıyla, şartları yerine getirilerek kıyılmış bir nikâhı, bu nikâhı kabul etmeyen bir kurumda imza vererek ‘bitti’ demek ne kadar doğrudur?
Evet, nikâh ve talak konularında zikrettiğiniz başlıklar önemli bir sorun olarak önümüzde durmaktadır. Ne yazık ki sizin zikrettiğiniz kadar da kolay çözümü yoktur bu sorunların. Bugün mü’minler olarak biz, bize ait olmayan bir sistemin içinde yaşıyoruz. Her şeyi kökten reddeden bir anlayış, beraberinde çözümsüzlük getiriyor. Üstün körü her şeyi kabul etmenin de akide açısından sorunları var. Ben size başka bir noktayı daha zikredeyim, siz de onu inceleyin: Bu meselelere ilgi gösterecek, çözüm için mesai verecek bir kitle bulabilir misiniz? Sadece bir noktadan yara alanlar dinin bu husustaki emrini veya yasağını merak ediyorlar. Ne yazık ki böyle. Dilerim gelecek kuşaklara dinimizin bu bölümünü aktarmakta yetersiz kalmayız. Allah yardımcımız olsun.