Sayın hocam. 1997 yılından bu yana adliyede devlet memurluğu yapıyorum. Bilgisayar programcısıyım. Memurluktan ayrılmam halinde ailemin geçimini programcılıkla devam ettirebilecek durumdayım. Yaptığım memurluk görevi diğer memurluklardan farklı, adli olduğu için insanların hürriyetlerini kısıtlayan, geleceklerini karartan bir kurum. Ve bu kurumda da yanlış verilen kararlar, uygulamalar oluyor. Ve asıl kötü olan bunun yanlış olduğunu bildiğimiz halde müdahale edemiyoruz. İnsanların adaletinin bir yere kadar olduğunu yaptığım görev nedeniyle tam anlamıyla anlamış ve görmüş oldum. Dolayısıyla aldığım ve ailemle yediğim bu maaş, gördüğüm adaletsizlikler nedeniyle bana haram gibi gelmeye başladı. İçim hep huzursuzlukla dolu. Ayrıca Abdulbaki Kömür’ün ‘Kınasın Dünya’ isimli bir şiirinde ‘genelevlerden alınan vergilerle imamların maaşları ödensin he’ diye bir dize vardı. Genellediğimizde aldığımız maaşlar yönüyle imamlardan bir farkımız kalmıyor. Siz ki Nevevi’nin hayatını anlatırken onun vakıf malı olma ihtimali olması nedeniyle yaşadığı şehirden meyve bile almadığını söyleyen birisiniz. Açık, net bir şekilde aldığım maaşın helal olduğunu (işimi düzgün, hilesiz ve tam anlamıyla yerine getiriyorum) söyleyebilir misiniz? Soruma dolaylı değil net bir yanıt verin lütfen. Duanıza ve cevabınıza muhtaç bir dertliyim. Ve biliyorum ki dermanım da sizdedir. Ellerinizden öpüyorum. Saygı ve sevgilerimle.
Selamünaleyküm. Güzel kardeşim, haram ateş demektir. Ateş yakar. Bir şeye haram demek ihtimal üzerinden olmaz. Sizin durumunuz, neredeyse bu ülkedeki bütün devlet memurları için geçerlidir. Evet, tarlasında yetiştirdiği domateslerle geçinen bir Müslüman gibi kazancınızın helal olduğunu söyleyemem. Direk haram olduğunu söylemek de zordur. Bir mü’min olarak bu durumun sizin kalbinizi ezmesi normaldir hatta gereklidir. Size de net bir şey söyleyemeyeceğim; kalbinizin dediğini yapın. Allah’a emanet olun.
Yorumlar kapalı, ancak trackbacks Ve pingback'ler açık.