Tevessül
Selamünaleyküm. Bir hadisin sıhhati ve de bu hadisin tevessüle delil olması hakkında sormak istiyorum. Bu hadiste geçen mezkur sahabi radiyallahu anh’ın ya Muhammed salllahu aleyhi ve sellem dediğinde onun yanında olmadığı da söyleniyor. Cevabınız için şimdiden teşekkür ederim Allah razı olsun. “Bir ama (kör), Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’e gelerek: “Ya Resulullah, Allah’a dua et de, bana afiyet versin” dedi. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) “İstersen dua edeyim, istersen sabret” buyurdu. O, “Dua et” deyince, Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ona abdest almasını ve güzelce abdest aldıktan sonra, iki rekat namaz kılarak: “Ey Allah! Ben Senden istiyorum ve rahmet peygamberi olan Muhammed Peygamberin ile Sana yöneliyorum. Ey Muhammed! Ben bu isteğimin yerine gelmesi hususunda seninle Rabbime yöneldim! Ey Allah! Onun benim hakkımdaki şefaatini kabul et” diye dua etmesini emretti. İbni Huneyf (Radıyallahu anh) şöyle anlattı: “Vallahi biz henüz meclisten ayrılmamıştık, çok da uzun konuşmamıştık, o ama kişi yanımıza geldiğinde sanki onda hiçbir hastalık yokmuş gibi gözleri açılmıştı.” (İbni Mace, İkamet, 189, no:1385, 1/441; Tirmizi, De’avat, 119, no: 3578, 51569; Ahmed İbni Hanbel, el-Müsned, no: 17240-41, 6/106; Taberani, el-Mu’cemü’l-kebir, no:8311, 9/30; Hakim, el Müstedrek, no: 1180, 1909, 4/ 458,700)
Selamünaleyküm.
Bu hadis sahihtir.
Hadisin etrafında döndüğü konu, tevessül ile alakalıdır. Tevessülü sınırsız bir şekilde kabul edenler için iyi bir belge niteliğindedir. Tevessülü kabul etmeyenler ise bu hadise karşı çıkmamaktadırlar. Çıkmaları da mümkün değildir. Onlara göre ise hadisin getirdiği sonuçlar şöyledir:
1- Âma, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellemden dua istemiş ve dua isteğinde ısrarcı olmuştur. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem de ona dua etmiştir. Duası ile beraber de onun, abdest almasını ve namaz kılmasını istemiştir. Böylece âmanın tevessülü ‘salih amel’ üzerinden olmuştur.
2- Âma’nın ‘şefaatini kabul et’ ifadesinin Arapça anlamı, ‘duasını kabul et’ şeklinde anlaşılır.
3- Bu durum, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellemin mucizelerinden biridir. Bu da âmanın şifasının tevessülden önce mucizenin eseri olmasını gerektirmektedir.